22 Nisan 2023 Cumartesi

NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR?

Her bayram alışverişinde sanki ilk kez kıyafet alınıyormuşçasına sevinirdim. Her bayram öncesi sadece bana kıyafet alındığını idrak etmem hayli zaman aldı. Annemin “sana kıyafet aldığımda daha mutlu oluyorum” cevabını ancak çocuğum olduğunda anlayabildim. İnsanın gönlünün hemen hemen her şeyden geçtiğini de ancak annemi kaybettiğimde anladım.

 

Zamane çocuklarına veryansın ediyoruz ya doyumsuzlar, hiçbir şeyden mutlu olmuyorlar, istedikleri olmadığı için mutsuzlar, her şeye çabucak ulaşıyorlar diye bu “haklı” serzeniş her zaman vardı belki de biz çocukken bizim için de söylenmemiş midir?  Kalın fitilli kadife pantolona, tüm şatafatını ne zaman yitireceği hiç bilinmeyen ışıklı ayakkabıya ki satılıyorsa halen eğer sevinen çocuk halen vardır eminim. Umarım mantar tabanca, çatapat mahalle ya da köy bakkallarında halen satılıyordur.

 

Geçmişe takılıp sadece güzel günlere özlem duymak değil temennim. Pişmanlıklardan, hatalardan ders çıkarıp anı dolu dolu yaşamak. Sevdiklerinle, hep beraber, her koşulda, tüm olumsuzluklara rağmen kimseyi mutsuz etmeden herkesi mutlu edebilmek asıl maharet bu. Bunu anlamak kolay ama uygulamak zor. Bu şekilde aldığın nefesin hakkını verebiliyorsan eğer her gün bayram.

 

Yılda iki kez hiç olmadığı kadar erken kalkılan bayram sabahı, tüm aile envai çeşitle yapılan kahvaltı, sayısız el öpmeler bir o kadar yenilen çikolatalar, şekerlik içerisinde kendince farklı olanı seçmeler, kolonyayı boca etmeler, toplanan harçlıkların mali işler müdürü edasıyla her seferinde sayılması ve her defasında verdiği öz güven, yaşın itibarıyla ikram edilmeyen kahve ve çayları tolere edemeyen ikram edilen tatlı ve sarmalar bir yaştan sonra aynı iştahla yaşanmıyor elbet özlem duyulması da gayet doğal ama yaşatılabilir ve birilerinin buna ihtiyacı var.

 

Burada işte o eski bayramlar. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim. Esenlikle…


 

NOT: Şarkının en beğenilen yorumu “klibe gerek yok, gözlerini kapattığında herkesin klibi başlıyor.” dan öykünerek ilk defa bir yazıya kendimce görsel eklemiyorum müsaadenizle. Yazıyı okuduktan sonra gözünüzü kapattığınızda herkesin o güzel günleri canlanıyor. 

23 Haziran 2021 Çarşamba

Annemin Çantası

 



Annemin Çantası


Annemin çantası; ne ararsan var içinde
Biraz deri kokusu, biraz parfüm
Her annenin çantası gibi
Aynı zamanda hepsinden de farklı
Tozlanınca silerim
Kokusunu içime çekerim
Annemin çantası
1270 gündür aynı yerinde

16 Ekim 2019


26 Nisan 2017 Çarşamba

Astigmat


"Zaman ne kadar da çabuk geçiyor." klişesiyle başlayıp zaten pek de okuru olmayan tamam tamam ne yalan söyleyim hiç okuru olmayan kitlemi daha yazının başında kaybetme riskini almamam gerekirdi ama gerçekten de öyle azizim. Hatta bırak geri getirmeyi durduramıyorsun bile.Oysa zamanı geri getirmek için nelerini vermezsin ? Sahi nelerini vermezsin ? Ya da şöyle sorsam nelerini verirsin ? Sen ; son saniyede değiştirdiği şık yüzünden hayalindeki üniversiteyi kaçırmış öğrenci, sen ; tek ders yüzünden üniversiteyi uzatan potansiyel işsiz, sen; sevgilisinden ayrılmış ve bir o kadar da pişman, kaderin sillesini yemiş ergen daha fazla uzatmayayım zamanı geri getirmek için nelerinizi verirdiniz ? Ben söyleyeyim nelerinizi vermezdiniz nelerinizi. Sanırım bu algoritmayı bir tek sevdiklerinin kıymetini kaybettikten sonra anlayanlar anlayacak.İşte bu sebepten yiyebiliyorken ye, gezebiliyorken gez ve en önemlisi sevebiliyorken sev sonra pek de mümkün olmuyor zira.

Bu yazının hangi kategoriye girdiğine dair en ufak bir bilgim yok.Ve bunun bir önemi de yok.Sanırım serbest stil.Serbest bir şekilde saçmalıyorum. Bolca imla hatası yapıyor olabilirim.Noktalama işaretlerinde de büyük sıkıntım var.Noktalama işaretleri hatası belkide imla hataları içerisine giriyor ve ben bunu bile bilmiyorum. Anlatım bozukluğu yapmadığımın garantisi de yok ama en dikkat ettiğim şey anlatım bozukluğu ve anladım bozukluğu.

 Kibarca gıda sahtekarlarının zeytini siyah göstermek için ayakkabı boyasıyla boyadıklarını, ucuza kaçmak için antep fıstığı yerine kuru bezelyeyi toz haline getirip kullandıklarını,kırmızı toz biber yerine kiremit tozu kullandıklarını duyduğumda pastacıların kestaneli pastadaki kestane yerine kuru fasulyeyi haşlayıp kullandıklarını duyduğumdaki şaşırdığım gibi şaşırmadım.Gerçekten de gözümü kapatıp suda haşlanmış sade fasulye yediğinde kestane tadı veriyor.Zaten kestaneli pastayı ve kestane şekerini hiç sevmem. Seven de neresini sever hiç anlamam. Demem o ki insan bazen şaşırmayı bile özlüyor.Eskiden çok şaşırırdım.Olur olmaz şeylere de şaşırırdım. Artık şaşırmayışım şaşırma limitimi tükettiğimden  değil elbet.Çünkü böyle bir limit yok. Ne diyor Emrah SERBES ; "Karanlıkta nüfus sayımı şöyle yapılır. Yaşayanlar bir sigara yakar." İşte ben yaktığım o sigaranın ucunu görmüyorum.Görmüyorum dediysem net görmüyorum. Astigmatım ben.Bilen bilir en pis göz rahatsızlığıdır astigmat. Hiç bir b.ka benzemez.Keşke hipermetrop ya da miyop olsaydım dersin.En azından ben öyle diyorum çünkü halen hipermetropla miyopu karıştırıyorum.Görüntüyü dağıtır astigmat, bulanıklaştırır. Odaklanamazsın ne bir yazıya ne de resme. Ne uzaktaki bir yazıyı, ne tahtada yazanları ne de arabadan levhada yazanları okuma şansın vardır bazen levhadaki resimleri bile dağıttığı olur da bi kafandakileri dağıtmaz, hatıralarını, yaşadıklarını,pişmanlıklarını bulanıklaştırmaz.

Herhalde yazacaklarım şimdilik bu kadar ama söylemek istediklerim bu kadar değil.

Sağlıcakla ...


23 Temmuz 2015 Perşembe

YETER !


Hepimiz "İNSAN"ız. Kin ve nefretten , kavga ve savaştan dolayı artık hiç kimse ölmesin !

28 Mart 2015 Cumartesi

KARA Kuyu


Bu videonun üzerine daha ne söylenebilir ki ? 
Söylenebilecek tek şey ; 

"Nükleer Santral'e HAYIR ! "

2 Temmuz 2014 Çarşamba

35



Elbet 35 yolun yarısı etmez.
Yiten canlar asla geri gelmez.
İnsanlık suçunda ne ola ki aklamak.
Sadece sen değil insanlık da yandı MADIMAK !


11 Ocak 2014 Cumartesi

İnternetime Dokunma !


AKP’li vekillerin imzasıyla meclis başkanlığına sunulan yasa teklifiyle internette sansür derinleşirken, yasa teklifine karşı 18 Ocak’ta sokağa çıkma çağrısı yapılıyor

AKP’li 27 milletvekilinin imzasıyla meclis başkanlığına sunulan, internette denetim ve yaptırımların genişletilmesine ilişkin kanun teklifi, “torbalaştırılarak” alt komisyonda kabul edildi. Teklif internet sansürünü derinleştiriyor.

Teklife göre,


  • Yer sağlayıcı yurt dışındaysa bile erişim engellenebilecek. DNS değiştirerek bir siteye girilemeyecek.
  • Sansür, URL adresi tabanlı yapılabilecek: Anahtar kelimelerle “uygunsuz içerik” belirlenip sayfa kaldırılabilecek.
  • Hâkimler, 24 saat içinde sansür kararı verebilecek. “Zararlı” görülen içerik çıkarılmazsa, 500-1.000 TL arasında günlük para cezası kesilecek.
  • Hosting firmaları her kullanıcının izini sürebilecek. Her kullanıcının internetteki faaliyeti kayda alınarak bir-iki yıl saklanacak.
  • Bakana ve TİB başkanına bizzat tek kişi olarak internet sitesi erişim engelleme yetkisi verilecek.
  • Değişiklikte Erişim Sağlayıcıları Birliği öngörülüyor. Bu birliğe tüm erişim sağlayıcılar katılmak zorunda ve birliğe gönderilecek olan “erişimin engellenmesi kararı” 4 saat içinde uygulanmak zorunda.





‘İnternetime dokunma’

Sansür yasasıyla ilgili Sayfalar Ortak Platformu 18 Ocak’a eylem çağrısı yaptı. Platform, 18 Ocak 18.00′da sokağa çıkmaya, 21.00′da tencere tava çalma ve ışık söndürme eylemleri yapmaya çağırıyor.

Eylem çağrılarının kesinleştiği yerler:


İstanbul: Taksim Meydanı

İzmir: Alsancak Sevinç Pastanesi

Ankara: Kızılay

Eskişehir: Espark

Bursa: Heykel

Kocaeli: Cumhuriyet Parkı

Antakya: Armutlu

Mersin: Forum AVM

Balıkesir: Merkez TÜİK

Antalya: Cumhuriyet Meydanı

Kocaeli: Cumhuriyet Parkı

Denizli: Candoğan Parkı