30 Aralık 2010 Perşembe

Kim 1 Milyon $ İstemez Ki ?


Hatta kim kendisine verilen 1 milyon doları reddedebilir ? Aklınızdan geçen cevabı tahmin etmek pek de zor değil aslında.Fakat sanılanın aksine bir cevap buluyor sorumuz.Evet yanlış duymadınız bir milyon doları istemeyen hatta  kendisine verilen bu "fahiş" miktarda parayı elinin tersiyle iten bir adamdan bahsedeceğim.

Bu seferki hikayenin kahramanı bir Rus matematikçi. Dr. Grigori Yakovlevich Perelman.Onu diğer insanlardan ayıran en büyük özelliklerinin  başında sıradışı hayatı geliyor.Dr.Perelman , henüz 44 yaşında olmasına rağmen , yüz yıldır çözülemeyen ve dünyanın en büyük problemlerinden biri olan Poincaré sanısını(varsayımını) 2002 yılında çözdü.Dr.Grigori çözümünü internette yayınlamsına rağmen,çözümünün ancak 4 yıl sonra yani 2006'da kabul görmesinden ve bu gecikmeye neden olan ABD'deki bazı meslaktaşlarından gerekli ve yeterli saygıyı görmediğinden midir bilinmez ,Clay Matematik Enstitüsü'nün vaadettiği 1 milyon dolarlık ödülü ve göğsüne takılmak istenen Fields madalyasını redetti.

Dr.Perelman'ın sıradışı yaşamı bununla kalmıyor.Dr. Perelman'ın , uzmanlar tarafından bile zor anlaşılan Poincaré sanısına çözümü evrenin şeklinin belirlenmesine yardımcı olabilecek nitelikte.

Tüm bunlara rağmen CME'nin 1 milyon dolarlık ödülü hak kazandığını bildirmek için Dr.Perelman'ı araması üzerine Dr.Perelman'ın verdiği cevap şöyleydi :"Para ya da ünle ilgilenmiyorum. Zaten başarılı bir matematikçi olduğum bile tartışılır. Hayvanat bahçesindeymişim gibi sergilenmeyi ve herkesin bana bakmasını istemiyorum."

Evine röportaj için gelen gazetecilere  kapı ardından verdiği cevap ise aynen şöyle : "İhtiyacım olan her şeye sahibim . "

Evet ihtiyacı olan her şeye sahip olan bu sıradışı adamın 2005 yılında Steklov Enstitüsü'nde sürdürdüğü görevden istifa ederek annesiyle birlikte aynı evi paylaştığı, geçimlerini ise annesinin emekli maaşıyla ve verdiği özel derslerden elde ettiği gelirle sürdürdüğü biliniyor.

Eğer siz de Dr. Perelman'ın ihtiyacı olup da sahip olduğu şeyleri merak ediyorsanız  gelin bir de komşusu Vera Petrovna'yı dinleyelim.

Vera Petrovna , gazetecilerin bir sorusu üzerine aynen şu açıklamaları yapmıştır : "Bir kere dairesine girdim ve şoke oldum. Sadece bir masası, bir klozeti ve daha önceki oturanlar tarafından bırakılmış kirli bir yatağı vardı. Apartmandaki hamam böceklerinden kurtulmaya çalışıyoruz, ama onun dairesinde saklanıyorlar."

Evet, Dr.Perelman , bir insanın hayatını idame ettirebilmesi için gerekli  ve yeterli her şeye sahip:çalışma masası,klozet,yatak,yeterli miktarda yiyecek ve içecek...Hatta Dr.Perelman o kadar şanslı ki çalışmalarından arta kalan zamanlarda kendisine eşlik edebilecek arkadaşları dahi var : Hamam böcekleri.

Dr. Perelman'ın ileride daha başka şeylere ihtiyacı olabileceğini,eğer olursa ihtiyaçlarını bir emekli maaşıyla karşılayıp karşılayamayacağını bilemeyiz ama adını bilim dünyasına altın harflerle yazdırdığını söylemek çok kolay olsa gerek.



NOT : * Topoloji'de Poincaré sanısı, Fransız matematikçi, fizikçi ve filozof Henri Poincaré 'nin 1904 yılında ortaya attığı teoremdir.

** Bu teoreme göre; tıkız, kenarı olmayan, deliği olmayan (basit bağlantılı) üç boyutlu bir çok katlı, yalnızca üç boyutlu bir küre olabilir.

7 Aralık 2010 Salı

Kepenk vs. Cam Kapı ...


En son ne zaman kepenk sesi duydunuz ? Ya da hiç duydunuz mu ?
Günümüz şartlarında bu sesi işitmek pek de kolay olmasa gerek...
Tüm ihtiyaçlarımızı kolayca bir arada giderebileceğimiz,hatta sıkıldığımızda can sıkıntımızı gidermek için gittiğimiz o gösterişli , ışıl ışıl dükkanların olduğu alışveriş merkezlerinde duyabilmek hiç de olası değil...
Hadi onu da geçelim ,  artık caddelerdeki sokak aralarındaki dükkanlarda da duyabilmek pek de mümkün değil.

Yazmak istediklerim , anlatmaya çalışacağım ; teknolojinin , alışveriş çılgınlığının o bildiğimiz eski dükkanları yaşayan mazisiyle tarihe diri diri gömme sorunsalından ziyade , bu nostaljinin benim için ne ifade ettiği.

Kepenk sesi.....

Küflenmiş aliminyum parçasının insanı rahatsız edici şekilde çıkartığı bir ses mi sadece oysa ?

Benim için sadece sesten daha fazlası ; bir kültür,bir yaşam ve peşi sıra gelen bir çok anı ...

Sabah erkenden açılan dükkanlar , diafona söylenen siparişler : ...........'ye 3 çay biri açık ...
ve dükkan önü iskemlede oturmalar...
Kısacası buram buram arasta kültürü...

Arasta pek çok şey ifade eder bir esnaf çocuğu için , keza kepenk de öyle.
O küçük yaşına rağmen akşam olup da eve gitme vakti geldiğinde kepenk kapatmak için yarışırsın.Her seferinde olduğu gibi yine denersin var gücünle.Başarısızlıkla sonuçlanmış onlarca denemenin hiç bir önemi yoktur.Çünkü ne zaman kepengi kapatırsan o zaman erkek olmuşsundur.

Yine var gücünle denersin .

Zor şimdilerde bu sesi duymak , bu sesi duyabileceğimiz yerlerde tüm istediklerimizi bulabilmek kadar.

Tüm bu savaşa inat yine yarın bir dükkanın kepengini  belki bir çocuk kapatacak.

Var gücüyle , inatla , umutla ...

3 Aralık 2010 Cuma

Canım Kardeşim !

Bilmiyorum daha önce hiç izlediniz mi?Ya da bir kanaldan diğerine geçerken kanalın birinde hiç rastladınız mı?
Senaryosunu Sadık Şendil'in yazdığı yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı müziklerini ise Cahit Oben'in bestelediği 1973 yapımı filmden bahsediyorum.Kimler oynamadı ki bu filmde.Halit Akçatepe,Tarık Akan,Adile Naşit,Metin Akpınar,Necdet Yakın,İhsan Yüce,Ahmet Turgutlu ve ,Kahraman Kıral ve diğerleri....
Dile kolay film vizyona gireli tamı tamına 37 yıl 1ay 10 gün olmuş...
Benim için bu filmin apayrı bir yeri var.Ne zaman izlesem,ne zaman o filmin dramatik sahnelerinde geçen müziği duysam ilk izlediğimde ne hissediyorsam tekrar aynı duyguları tadıyorum.Çoğu otorite tarafından türk sinem tarihine adını altın harflerle yazdırmış bu film aslında bünyesinde yaşam mücadelesini,sınıf savaşımını,yoksulluğu,haksız düzeni,hüznü kısacası herşeyi yaşam mücadelesini yaşamın kendisini barındırır.televizyon karşısında oturduğunuz koltuktan alıp İstanbul'un bilmem neresinde yolu izi olmayan , suyun akmadığı,yolların çamura bulandığı yerlere götürür sizi.
Hissedersin...
Bilmiyorum halen arada bir de olsa, izdivaç programlarından,sabi-sübyanlara yaptırılan şarkı-türkü yarışmalarından,sabah sabah kafa dikenhiç bir realitesi olmayan sabah programlarından yer kalıp da yayınlıyorlar mı?
Filmi internet ortamında izlemek haliyle mümkün.Yanlız ben filmden alıntı görüntülerle yapılmıs ve içinde filminde müziği olan bir video paylaşmak istedim yine ilk izlediğimde ki hisleri duymam için...
İYİ SEYİRLER...